Yüksek enflasyon ve Para

Ekim 2021 dönemine ait enflasyon rakamları açıklandı: Tüfe aylık’ta yüzde 2.39, yıllıkta yüzde 19.89 olurken; ÜFE aylıkta 5.24, yıllıkta ise yüzde 46.31 olarak gerçekleşti.

Böylece maliyet enflasyonu (ÜFE) ile talep enflasyonu (TÜFE) arasındaki fark uzun süredir açık olmaya devam etti.

Savunmamız hazır: Yurtdışında da bu ÜFE, TÜFE’nin en az iki katı. Tamam da düzey bu kadar yüksek değil. TÜFE 5 ise ÜFE 10. Belki birkaç ülkede biraz daha yüksek…

Demek ki sadece küresel düzeydeki hammadde fiyatlarındaki artış ile açıklanamayacak kadar yüksek enflasyon rakamlarına sahibiz. Bunun en önemli nedenlerinden biri de kur artışı…

Kur artışının nedenleri en azından şimdiye kadar yurtdışı faktörlerden değil bizden yani öngörülemeyen, aniden değişen, belirsizliği daha da artıran politikalardan kaynaklanıyor…

Dolarizasyon tersine döner mi?

Yüksek enflasyonda paranızın satın alma gücü azalır. Satın alma gücünü korumak isteyenler, uygun faizle borçlanmanın da desteği ile öncelikle taşınır-taşınmaz mal talebini artırırlar ki fiyat yükselişleri karşısında kendilerini koruyabilsinler…

İkincisi de en az enflasyon kadar faiz talep ederler. Eğer enflasyon kadar faiz yoksa para tercihlerini ulusal paradan daha “sağlam ve konvertibl” paralara yönlendirirler. Bu da dolarizasyon olarak adlandırılır…

Sorumuz açık enflasyonun bu denli yüksek platoya ulaştığı dönemde mevduat faizi daha düşük düzeyde oluşur ise dolarizasyon devam eder. Sadece arada kar realizasyonları gerçekleşir. Resmi doğru okumayanlar da fırsatçı kar realizasyonlarını dolarizasyon azalıyor diye değerlendirir.

Para Nedir?

Enflasyonun yüksek platolarda değişmesinin yol açacağı etkileri düşünürken geçen ay Profesör George Selgin (*) tarafından paranın işlevleri konusunda yazılan makale aklıma geldi…

Genelde paranın üç işlevinden söz edilir: Değişim Aracı, Değer Deposu ve Hesap Birimi…

Selgin makalesinde M.S.Jevons’tan Menger’e tartışmalara değinmiş ve paranın bu üç işlevi üzerinde durmuş…

Bizim paramızın değeri bu kadar istikrasız iken; paranın üç işlevinden ikisini yani değer deposu ve hesap birimi olma işlevini nasıl yerine getirebilir?

Yüksek enflasyon paranın değer deposu olma özelliğini zaten bozuyor. Hesap birimi olmasına gelince de insanlar her şeyi döviz ve/veya altın bazında düşünmeye başlıyor. Örneğin, evi 1.100 bin TL ise 100 bin Euro diye değerlendiriyor ve buna göre endeksleme yapıyor. Şirketler ulusal paranın yanı sıra döviz cinsinden de mali tablo yapıyor ve/veya malının değerini dövize endeksleyerek belirliyor…

Yüksek enflasyonda paranızdan geriye bir tek “değişim aracı olma” işlevi kalıyor…