ABD’de Büyüme mi Enflasyon mu İkilemi…

Jackson Hole kasabasında yapılan toplantıda konuşan Powell, “Her şey yolunda giderse bu yıl daralma yaşanabilir” dedi. Diğer bir ifadeyle, varlık alımlarının azaltılmasına başlayabiliriz diyerek sıkı para politikasının sinyallerini vermiş oldu. Ancak ABD ekonomisinin içinde bulunduğu durum toparlanmanın da ötesinde sorunlu görünüyor.

Öncelikle 2019’da belirlenen 28.5 trilyon USD’lık “yasal borç tavanı” yeniden devreye giriyor. Tabii ki borç yavanı yükseltilebilir. Ancak ABD’de Biden iki altyapı projesinin finansmanının yanısıra teşvik ve işsizlere yapılacak ödemelerin finansmanı ile karşı karşıya kalacak. Kongreden geçmesi oldukça zor olan, yine kongrede demokratlar tarafından 3.5 trilyon USD’lık “insani altyapı harcaması” adı altında eğitim ve sağlık alanlarında yapılacak yatırım harcamaları talebi var. Biden’ın hemen kongrenin onayladığı ödemeleri yapabilmek için 500 milyar USD civarında paraya ihtiyacı var. Doğru olanı vergi artırımları yoluyla bu harcamaların karşılanması. Ancak büyük sermaye grupları ellerini taşın altına koymak istemiyor. Şimdilik…

Bu durumda 2019 Ekim’inde olduğu gibi harcama ve borç ödemelerini yapabilmesi için FED’in Hazine’ye likidite desteği sağlaması gerekecek. Bir taraftan daralma sinyalleri diğer taraftan da kamunun içinde bulunduğu durum nedeniyle kamu harcamalarının yapılması gerçeği. Kısaca FED başkanı zor durumda görünüyor.

Enflasyonun Geçiciliği…

ABD’de yüzde 5’lerde seyreden enflasyonun geçiciliği konusu da ayrı bir sorun. Özellikle navlun ücretlerinin ciddi anlamda artması tedarik zincirlerinde yaşanan sorunun devam ettiğini gösteriyor…

Özellikle gayrimenkul sektöründe gerek maliyet artışları gerekse gayrimenkul talebindeki artış nedeniyle ciddi bir enflasyon yaşandığı biliniyor. FED’in varlık alımlarını azaltması ipotekli kağıtların alımını da sınırlayacak. Bu da tarihsel olarak düşük seyreden mortgage faizlerini yukarı doğru itebilir. Yeni bir mortgage krizi gelir mi buna şimdiden karar vermek zor ancak bir risk olarak bir kenara koymak gerekiyor.

Parasal sıkılaşmanın borçlu kesimin borcunu çevirmesini de olumsuz etkilemesi kaçınılmaz görünüyor. Çünkü sıkılaşma ekonomide büyüme trendini tersine çevirecek.

Enflasyon mu yoksa büyüme mi konusu GSYH’nın iki katına ulaşmış bulunan borçluluk düzeyinde yanıtlanması gereken bir sorun. Büyümeyen ekonomide borçların çevrilmesi oldukça zor. Diğer taraftan yüksek borçluluk düzeyinde yüksek enflasyon borçların reel olarak azalmasına yol açıyor…

Tabii ki parasal sıkılaşma önünde sonunda başlayacak. Bunun etkileri tarihi zirvelerde bulunan finansal piyasalardan, bizim gibi sermaye bağımlısı ülkelere kadar derinden hissedilecek.